Arkadaşlar merhabalar,
Gerek hasta hakları gerekse sağlık personeli olarak haklarımızı bilmemiz gerekmektedir. Çünkü ancak hakkını bilen insanlar hakkını arayabilmektedir. Bu sebeple kendimizi hangi meslek türünde görürsek görelim her zaman yasal haklarımızı bilerek sahip çıkmamız elzemdir.
Örneğin bir hastaya onu iyileştirecek tedaviyi uygulamak zorundasınız, ancak bu hasta tedaviyi kabul etmiyor. İlaç yapılmadığı taktir de ölüm riskide bulunan hastaya ilişkin şu kritik durumda hukuki olarak ne yapılmalıdır ?
Doktorun yanlış uygulamış olduğu tedavi sonucunda sağlığınızı kaybettiniz, hatta manevi olarak çökme noktasına ulaştınız. Peki bu durumda açacağınız maddi ve manevi tazminat davası ile ceza davasına ilişkin hangi yolları izleyeceksiniz ?
Güncel Sağlık Hukukuna ilişkin haberleri takip ediyor musunuz ?
İşte bütün bu soruların cevabını bulabileceğiniz bir site tavsiye edeceğim sizlere. Hukuk Haberlerinin ve doktor-hasta ilişkilerinin hukuki uyuşmazlık ve çözümleri hususunda bilgi, makale ve haberlerin yayınlandığı bu site ADALET MEDYA.net'tir.
Örnek Konular:
Sağlık Hukuku
İnsan hakları; tüm insanların hiçbir ayrım gözetmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olması ve korunması için var olan haklardır. Bu haklar vazgeçilemez, devredilemez ve evrensel niteliktedir.
Tarihsel süreç içinde bireysel, siyasal, sosyo-ekonomik ve dayanışma hakları olarak detaylandırılan insan haklarından dayanışma haklarında yer alan hasta hakları günümüzde sağlık hukukunun temelinde yer alan önemli bir kavramdır.
Sosyal devletin, eşitlik ve adalet ilkesi doğrultusunda tüm vatandaşlarının sağlıkla temel gereksinimlerini karşılayacak hizmeti sağlamak gibi toplumsal bir sorumluluğu bulunmaktadır. Bu sorumluluğu da bireyler için sosyal bir güvence sağlayarak yerine getirirler ve hastanın tedavi sürecinde bu sorumlulukları yerine getirirken eşitlik ve adalet ilkesinin uygulanmasından yönetimin sorumluluğu büyüktür.
Hasta hakları; önce uluslararası sözleşme ve bildirgelere sonra sağlık hizmetlerinden faydalanma ihtiyacı bulunan fertlerin hak talebini karşılayacak yasal düzenlemeler ile uygulamaya girmiştir. Hasta haklarının dayandığı uluslararası anlaşmalar, anayasa, kanunun, yönetmelik ve ilgili mevzuat dikkate alındığında sağlık hukukunun, ceza, borçlar ve idare hukuku gibi birçok hukuk dalı ile bağlantılı bir hukuk dalı olduğunu söyleyebiliriz.
Dünya Tabipler Birliği, hasta haklarının varlığını kabul ederek 1981 yılında “Lizbon Hasta Hakları Bildirgesi”ni yayınlamıştır. Bu bildirge birçok ülkenin yanı sıra ülkemizce de dikkate alınarak hasta hakları ile ilgili hukuki düzenlemeler yapılmıştır.
Devamı için; https://www.adaletmedya.net/saglik-hukuku/
Yeni Düzenleme İle Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve Sağlıkta Şiddet
Şiddet toplumumuzun ve dünyanın en vahim sorunlarından biridir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) tanımına göre ŞİDDET; “Fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir başkasına uygulanması sonucunda maruz kalan kişide yaralanma, ölüm ve psikolojik zarara yol açması ya da açma olasılığı bulunması” durumu olarak belirtilmiştir.
Türkiye de çalışma hayatındaki şiddetin %25’i sağlık alanındadır.
Verileri göre Şiddete Maruziyet Sıklığı
- Araştırma Görevlisi > Uzman > Öğretim Görevlisi
- 49 yaş altı > 50 yaş üstü
- Aynı yerde 60 ay ve altı çalışmak > 15 yıldan fazla çalışmak
Şeklinde belirtilmiştir.
Sağlık Hukuku ortamındaki şiddetin sıklığına verilerle baktığımızda;
- Sağlık çalışanlarının %45’i
- Hekimlerin %64’ü
- Çalışma hayatı boyunca şiddete tanıklık %96
- Sözlü saldırı %100
- Fiziksel saldırı %87
- En fazla pratisyen-kadın %81 şiddete maruz kalmıştır.
Mutsuz ve endişeli sağlık çalışanlarının, kaliteli bir sağlık hizmeti sunmasının mümkün değildir. Şiddetin önlenebilmesi için hastanelerde güvenlik önlemlerinin arttırılması gereklidir.
Hekim kendisine uygulanan şiddet, hakaret ve tehditlere karşı hukuki hak arama yoluna gidebilir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki hekime yönelik şiddet, şikâyete tabi olmayan suçlardandır. Cumhuriyet Savcılığı suçu öğrenmesi ile beraber re’ sen kovuşturma yapar, yeterli delil elde etmesi durumunda da dava açması gerekir.
Özel sektörde çalışan sağlık çalışanları da Türk Ceza Kanunu’ nun uygulandığı suçlar bakımından kamu görevlisi sayılır. Yasal dayanağı 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’ nun ek 12. Maddesidir.
Ek Madde 12 – (Ek: 2/1/2014-6514/47 md.)
Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında tutuklama nedeni varsayılan suçlardandır.
(Ek fıkra:15/4/2020-7243/28 md.) Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan
kasten yaralama (madde 86),
tehdit (madde 106),
hakaret (madde 125)
ve görevi yaptırmamak için direnme (madde 265) suçlarında;
- a) İlgili maddelere göre tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılır.
- b) Türk Ceza Kanununun 51 inci maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmaz.
Kaynak; https://www.adaletmedya.net/yeni-duzenleme-ile-saglik-hizmetleri-temel-kanunu-ve-saglikta-siddet/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder