30 Ekim 2013 Çarşamba

Hemşirelik Farmakoloji Sınav Soruları

Şimdi sizlere hemşirelik bölümünde işlenen farmakoloji dersi sınavında çıkabilecek soruları paylaşmak istiyorum. Farmakoloji sorularının cevaplarını kendiniz araştırırak bulma yoluna gitmeniz sizler için daha iyi olacaktır. Böylece bu şekilde daha başarılı olabilirsiniz.



Farmakoloji kitabında geçen "histamin ve antihistaminikler" bölümünü işlediyseniz eğer özellikle bu konudan ağırlıklı çıkabilecek temel sorular üzerinde duracağız.

Şimdi daha fazla vakit geçirmeden, farmakoloji sorularını ekliyorum:

1-Otokoid nedir ? Özelliklerini söyleyiniz.

2- Histaminden başka bildiğiniz otokoidleri söyleyiniz.

3- Histaminin vücutta oluşturduğu etkiler nelerdir ?

4- Histamin ilaç olarak kullanımı nasıldır ?

5- H1 reseptörleri blokörü ne demektir ?

6- Beş tane klasik antihistaminik ilaçın adını söyleyiniz.

7- Taşıt tutmasında kullanılan antihistaminiklere iki örnek veriniz.

8- H1 reseptörleri blokörlerinin genel yan etkileri nelerdir ?

9- H1 reseptörleri blokörlerinin endikasyonları nelerdir ? Kısaca açıklayınız.

10- H1 reseptörleri blokörleri niçin taşıt kullanma esnasında kullanılmaz ?

11- H2 reseptörleri blokörlerinden iki ilaç ismi söyleyiniz.

Hemşirelik farmakoloji sınav soruları üzerine 11 adet soru paylaştım. Bunlara çalışarak başarınıza başarı katabilirsiniz. Daha sonraki konularımızda hemşirelik bölümü farmakoloji vize ve final sorularına yer vereceğiz.

Sınavda başarılar...

29 Ekim 2013 Salı

Farmakoloji Dersi Nedir ?

Sağlık meslek liseleri ve tıp fakülteleri eğitim sistemindeki derslerden biri olan farmakoloji, sağlıkçı adaylarının ilaçlar hakkında tüm ayrıntılı bilgiler edinmesi amacıyla konulmuştur. Genel olarak ilaç bilimi diyebileceğimiz farmakoloji dersi: ilaçların hangi durumlarda kullanıldıkları (endikasyonları), hangi durumlarda kullanılmadıkları (komplikasyonları) yani sakıncalı durumları ve ilaçların nasıl etki ettiklerini inceler ve araştırması ile ilgilenir.



Tıp ve sağlık ile iç içe olan farmakoloji bilimi sayesinde bir çok hastalığın tedavisinde daha çok bilgi ve tecrübeye sahip oluyoruz. Farmakoloji dersi, sağlık meslek liselerinde 10. sınıf yani lise 2de karşılaştığımız bir ders. Acil tıp teknisyenliği, sağlık memurluğu, hemşirelik ve laborantlık gibi bir çok sağlık meslek lisesi bölümlerinde işlenen bu ders genel olarak tıbbi terimler ve ilaç isimleri geçtiği sebebiyle öğrenciler tarafından çok zor bir ders olduğu ifade edilmektedir. Ancak genel yapı ve ilaçların işleyişini çözdükten sonra oldukça basitleşen bu ders oldukça bilgi vericidir.



Hayrettin BARBAROS'un yazdığı Farmakoloji kitabını genel olarak incelediğimizde; karşımıza 10 ünite ile çıkmaktadır.  Farmakoloji konuları ise sırasıyla şu şekildedir;

1- Bir Bilim Olarak Farmakoloji
2- Otonom Sinir Sistemi İlaçları
3- Santral Sinir Sistemi İlaçları
4- Kardiyovasküler Sistem İlaçları
5- Solunum Sistemi İlaçları
6- Üriner Sistem İlaçları
7- Sindirim Sistem İlaçları
8- Histamin ve Antihistaminikler
9- Kemoterapötik İlaçların Sınıflandırılması
10- Endokrin Fonksiyonları Etkileyen İlaçlar

Gut Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

Ürik asit, protein metabolizmasının son ürünü olan pürinin yıkılması sonucu meydana gelir. Gut, ürik asit metabolizmasının bozulmasına bağlı gelişen hiperürisemi ve akut artrit nöbetleri ile seyreden kronik bir metabolizma hastalığıdır. Akut gut artriti tablosunda, ürik asit kristallerinin eklemlerde çökmesiyle, ürik asit kristalleri lökositler tarafından fagositoza uğrar. Fagositoz sonucu lökositlerin lizozomları parçalanır ve ortama inflamatuar maddeler salıverilir. Daha sonra oluşan bir dizi gelişmeden sonra eklem içi dokusunda ürik asit kristalleri çöker ve o bölgede inflamasyon meydana gelir.



Ürik asit kristallerinin böbreklerde ve eklemlerde çökmesiyle,  zamanla eklemlerde ortaya çıkan gut artiti ve tofus adı verilen ürat birikintileri, şiddetli ağrılara sebep olur. Ayrıca böbreklerde ve idrar yollarında biriken ürat kristalleri de taş oluşumuna sebep olur. Diğer insanlara göre çok fazla olmak üzere taş oluşumu riski ile karşı karşıyadır.

Gut tedavisinde, ürikozürik ilaçlar denilen ürik asitin itrahını hızlandırmak amacıyla, ürik asit oluşumunu inhibe etme ve akut gtu ağrısını dindirme amacıyla olmak üzere üç grup ilaç kullanılır. Bunlar sırasıyla şu şekildedir;

a)      Probenesid
b)      Sülfinpirazon
c)      Kolşisin
d)     Diğer ilaçlar


Nöromüsküler Bloke Edici İlaçlar

Motor sinirlerin miyelin kılıfsız sinir uçlarının çizgili kas hücre zarı ile oluşturduğu ve birbirlerine tam temas etmeyen çukurumsu, kavşaksı yapıya nöromüsküler kavşak denir. Fizyoloji bilgilerinden hatırlanacağı gibi nöromüsküler kavşakta konumuzla ilgili olarak bir dizi olay meydana gelir. Uç kısmı yassılaşmış biçimde olan motor sinirin uyarılmasıyla, sinir uçlarında veziküller içinde bulunan asetilkolin salgılanır. Asetilkolin, nikotinik reseptörler aracılığı ile motor sinirden aldığı uyarıyı (impuls) kas lifine iletir. İmpulsu alan kas lifi kasılır.



İşte, nöromüsküler bloke edici ilaçlar, nöromüsküler kavşakta, kas liflerinin kasılmasını sağlayan sinir uyarılarını engelleyerek etkilerini gösterirler. İşte, bu sinir uyarılarının engellenmesine nöromüsküler blog adı verilir. Nöromüsküler bloğun gerçekleşmesiyle impuls çizgili kasa iletilemez ve o kas kasılamaz, yani gevşetç Nöromüsküler blog yapma amacıyla kullanılan ilaçlara da nöromüsküler bloke edici ilaçlar adı verilir. Bu grup ilaçların analjezik etkileri yoktur ve gelişen reversibl çizgili kas felci esnasında bilinci açıktır.


Bu grup ilaçlar SSS’ne giremezler ve hepsi de İ.V. yolla kullanılırlar. Çizgiki kaslarda geçici felç oluşturarak cerrahi operasyonlarda cerrahın gevşek zeminde daha kolay çalışmasına imkan verir. Ayrıca, ciddi yan etkileri (apne) dolayısıyla bu grupta bulunan ilaçlar, deneyimli hekimler tarafından ve gerekli oksijen ile diğer suni solunumla ilgili cihazlarının bulunduğu donanımlı ortamlarda uygulanmalıdır.

Antiasit İlaçlar

Lokal etkili olan bu grup ilaçlar, mide mukozası tarafından salgılanan asidi, nötrolize ederek mide suyunun asiditesini azatırlar. Benzetme yapmak gerekirse, kıyafetleri tutuşup yanan bir kişinin üzerine su dökülüp yangını söndürmek gibi... Fazla asit ile yanan mide suyuna anti-asid madde ilave edilerek midede ki asidlik azaltılır.

Anti asitler yemeklerden önce aç karnına alınırlar. Anti asidik ilaçlar, dijital, kinidin, demir, tetrasiklin, izoniasid ve antikolinerjik ilaçlara absorbsiyonunu azaltır.




Aç iken mide suyunun Ph'sı yaklaşık 1 civarındadır. Bu grup ilaçlarla bir olan ph, 3 - 5 seviyesinde çıkartılması hedeflenir. Mide suyunun asitidesi 6'nın üzerine çıkarılırsa pepsin salgılanması inhibe olur ve sindirim fonksiyonlarının bozulmasıyla birlikte başka olumsuzluklarda ortaya çıkar. Ayrıca mide suyunun asitliği 5'in üzerine çıktığında, anti asit ilaç mideyi terkettikten sonra ortaya çıkan, rebaunt asit salınması ile mide asitliği tekrar artar.

İyi bir anti-asit ilaç kısa süre içinde mide suyundaki asitliği nötrolize edebilmeli, fakat absorbsiyonu sistemin dolaşıma karışıp yan etki göstermemelidir. Aksi halde midenin boşalmasıyla birlikte anti asit ilaç mideyi terk edeceği için etkinliği azalır. Genel olarak sıvı olan preperatlar diğerlerine oranla daha hızlı anti asit etki gösterir.

Sağlık Meslek Lisesi Farmakoloji Dersi Sınav Soruları

Sağlık meslek liselerinde özellikle lise ikinci sınıfta işlenen "farmakoloji" dersi için yapılan sınavda çıkabilmesi yüksek sınav soruları aşağıdaki gibidir. Özellikle ilaçların endikasyonları yani hangi durumlarda kullanıldığı, kontrendike olduğu durumlar (kullanılmaması gereken durumlar)'a çok çalışmalısınız. Şimdi farmakoloji dersi sınav soruları'nda muhtemel çıkabilecek soruları sırasıyla belirtelim:

1- Farmakoloji nedir ?
2- Kemoterapötik ilaç ne demektir?
3- Bakterisid etkiyi tarif ediniz ?
4- Antibakteriyel sepktrum ne demektir ?
5- Süper enfeksiyon ne demektir ?
6- Geniş spektrumlu antibakteriyel ilaçlar nelerdir ?
7- Penisilinaz ne demektir ?
8- Sefalosporinler spektrumu nasıldır ?
9- Aminoglikozid antibiyotikler nelerdir ?
10- Metronidazolun endikasyonları nelerdir ?
11- Tetraksiklinin septrumu ve yan etkileri nelerdir ?
12- Streptomisinin endikasyonları nelerdir ?
13- Amfenikoller grubu antibiyotiklerin adları ve yan etkileri nelerdir ?
14- Sülfonomidler niçin bol su ile alınmalıdır ?
15- Kıl kurdu (oksiyur) tedavisinde hangi ilaçlar kullanılır ?
16- Tüberküloz tedavisinde kullanılan ilaçlara iki örnek veriniz.
17- Sestodlara (tenya) etkili ilaç nelerdir ?
18- Amantadin hangi endikasyonda kullanılır ?




Soruların cevaplarını yayınlamadık sebebi ise; cevaplarını kendininiz araştırırarak bulmanız. Böylece sınava daha çok çalışmış olacaksınız.

Başta farmakoloji dersi sınavında olmak üzere tüm hayatta başarılar dileriz...

Kanser İlaçları Hakkında Bilgi

Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlara denir. Kanser, hücrelerin kontrolsüz olarak aşırı şekilde çoğalması ile karakterize öldürücü bir hastalıktır. Tüm kanser tiplerinin ortak özelliği, hücre döngüsü kontrol mekanizmalarının ortadan kalmasıdır. Çoğalan hücrelerin çeşidine göre oluşturduğu organa göre vb. çok çeşitli kanser tipleri vardır.

Kemoterapinin temel ilkesi, vücut hücrelerine zarar vermeden bakteri, virüs veya bir başka canlı patojen ajanı seçici olarak yok etmek olduğu halde kanser tedavisinde bu ilkeden çok taviz verilir.



Malesef seçici olarak kanser hücrelerinin tarif eden bir ilaç henüz bulunamamıştır. Hücre çoğalmasına engel olmalarından dolayı stostatik ilaçlarda denilen anti-oplastik ilaçlar, esas olarak hızlı olarak çoğalan hücrelere etki ederler. Fakat, vücudumuzda hızlı çoğalan normal hücreleri de diğer hücreleri de kanser hücreleri gibi tahrip ederek, hayati tehlikeye sebep olabilecek düzeyde toksik etkilere neden olurlar. Çünkü malign hücrelerle normal vücut hücreleri birbirine çok benzer. Dolayısıyla habist hücreleri ile beraber vücut hücreleri de tahrip olur. Anti neoplastik ilaçların tedavi edici değerleri düşük olduğu için başarı şansı görünmüyorsa kullanılması doğru olmaz. Ayrıca tümör hücresinde, ilaçları rezistans gelişmesi, hastanın genel vücut direnci ve immünite durumu tedavi başarısını etkileyen faktörlerdir.

Antioplastik ilaçların çoğunluğu teratojendir. Yaşama tehdit edecek düzeyde toksik etkileri sebep olabilirler. Bu nedenle antineoplastik ilaçlar ancak deneyimli personel tarafından uygulanmalıdır. Ayrıca, tedavi de uygulanan dozlar çok karmaşıktır ve dozun ayarlanmasında özel uzmanlık bilgisi gerektirir.

Farmakoloji Dersi 2. Dönem Sınav Soruları

Sağlık meslek liseleri ve tıp fakültelerinde ilaç bilimi olarak görülen farmakoloji dersinin 2.dönem işlenen endokrin fonksiyonları etkileyen ilaçlar bölümü için çıkabilecek sınav soruları şunlardır:



1- Hormon nedir ?
2- Adrenal kortikosteroid hormonları nelerdir ?
3- Glukukortikoid hormonların etkileri nelerdir ?
4- Glukukortikoid hormonların endikasyonları nelerdir ?
5- Mineralokortikoid hormonunun adı ve görevi nedir ?
6- Spironolakton nasıl bir etki gösterir ?
7- Oral kontraseptif ne demektir ?
8- En güvenliği doğum kontrol yöntemi hangisidir ?
9- Gebelik önleyici ilaçlarda mini hap uygulamasında hangi hormon vardır ?
10- Mini hap uygulaması kimlerde tercih edilmelidir ?
11- Trifazik oral kontraseptif uygulamında hormon kombinasyonu nasıldır ?
12- Kombine oral kontraseptiflerin yan etkileri nelerdir ?
13- İnsülin hormonunun görevleri nelerdir ?
14- İnsülinin veriliş yolu nasıldır ?
15- En kısa etkili insülin nedir ?
16- İzofan insülin nedir ? Hangi durumlarda tercih edilir ?
17- Oral diyabetiklerin etki mekanizması nedir ?
18- Diyabetli hasta niçin fiziki egzersiz yapmalıdır ?
19- Tiroid hormonları ve görevleri nelerdir ?
20- Hipotiroidizm ne demektir ? Tedavisinde hangi ilaçlar kullanılır?

Hamileliği Önleyici İlaçlar

Hamileliği önlemek için kullanılan ve içerisinde belli hormonlar bulunan doğum kontrol preparatlarıdır. Doğum kontrol yöntemi olarak kısırlaştırma dışında, en etkin yöntem oral kontraseptifler, çoğunlukla oral yolla kullanılırlar ise de yüksek doz hormon ihtiva eden parenteral yolla da uygulanabilen preparatları vardır.

Çeşitli biçimlerde uygulanmasına göre isimler verilen oral kontraseptiflerin içerisinde çeşitli dozlarda östrojen ve progesteron bulunmaktadır. Östrojen ile progesteron içeren kombine haplar en etkili olan oral kontraseptiflerdir.



Bazı preparatlar, düşük dozda (20 mikrogram etinilöstradiol) östrojen ihtiva eder ve ileri yaşlardaki kadınlar için daha uygundur. Standart dozlu preparatlarını (etinodiol, levonorgestrol, noretisteron) içerir. Yüksek dozlu 50 mikrogram etinilöstradiol ihtiva eder. Östrojen içeren kombine oral kontraseptifleri, varisli ve tromboflebitli kadınların kullanması kontrendikedir. Kombine oral kontraseptif hapları her gün aynı saatte alınmalı ve 12 saatten fazla olan gecikmelerde etkinliğinin azalacağı hatta kaybolabileceği unutulmamalıdır.

Oral kontraseptifler, doğum kontrol yöntemi dışında, dismenore, disfonksiyonel kanamalar, adet düzensizliği, endometriyoz ve premenstruel sendrom tedavisinde de kullanılır.

Sülfonilüreler

İnsülin salgılamasını artırırlar. Etkili olabilmeleri için pankreasta beta hücrelerinin olmasına bağlıdır. Beta hücreleri yoksa etkili olmazlar. Çünkü beta hücrelerinde sentezlenip, depolanmış insülinin salgılanmasını artırırlar. Kısa süreli kullanımınlarda, glukagon salgılanmasını etkilemez, fakat uzun süreli kullanımda glukagon salgılanmasını engellerler.



Yaşlı hastalarda daha çok hipoglisemik yan etkiye sebep olurlar. Tolbutamid en kısa etkilidir ve yaşlılarda daha çok kullanılır. Klopramid ise en uzun etkili oral antidiyabetik ilaçtır. Klopramid anti diüretik hormonun etkisini artırır. Klopramidin yaşlı hastalarda, yemeklerini düzensiz yiyenler ile karaciğer ve böbrek yetmezliği olanlarda kullanılmasını sakıncalıdır.


Bu tür ilaçlar kullanılırken hastanın kan glukagoz düzeyi, rutin olarak izlenmelidir. Ayrıca, kan şekerini kontrol edebilen en düşük doz kullanımı esastır. İlaç kullanımı esnasında, çeşitli enfeksiyonlar, travma, cerrahi operasyonlar, miyokard enfarktüsü gibi gelişen olaylar hastada kan şekeri düzeyini kontrolünü engelleyeceği için insülin tedavisinin uygulanması gerekir. Gebelik esnasında bu tür ilaçlar kullanılmaz, insülin kullanılır. Sindirim kanalında tahrişe bağlı; bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, mide ekşimesi, alerji cilt döküntüleri, su ve tuz tutulması, kemik iliği depresyonuna bağlı; lökopeni, trombositoz gibi yan etkilere sebep olurlar. Yüksek dozda hipoglisemiye, hipoglisemik  komaya sebep olabilecekleri unutulmamalıdır.

26 Ekim 2013 Cumartesi

Damar Yolu Açma

DAMAR YOLU NASIL AÇILIR

L Adım: İşleme başlamadan önce acil şartların elverdiği sürece bilinçli hastalarda prosedür açıklanır.
ll. Adım: Solüsyon hazırlanır.
Paramedik hastaya gerekli olan sıvıyı seçebilmelidir. Seçilen sıvının uygulanabilirliliği paramedik tarafırıdan şu parametreler ışığında gözden geçirilir;
• Sıvı kontrolü yapılır.
• Doğru sıvı olup olmadığı kontrol edilir.
• Son kullanma tarihine bakılır.
• Sıvının steril kapağının zarar görüp görmediği kontaminasyon yönünden incelenir.
• Solüsyonun rengi, berraklığı, partikül olup olmadığı gözlenmelidir,
• Damla ayarlı veya basit infüzyorı seti hazırlanır.
3. Adım: Damar yolu açma için İnfüzyon setini sıvı şişesine veya poşetine takma işlemi:
• i V solüsyonun poşeti çıkarılır.
· İV. İnfuzyon setinin klempi kapatılır.

• i V infüzyon setinin kapağı açılarak IV solüsyona takılır.
• Solüsyon kabı ters çevrilir, infüzyon set haznesi yarısı dolana kadar damlalık bölümü sıkılır.

· Klemp açılır ve setten havanın tümü çıkıncaya kadar set serum ile doldurulur.
· Klemp kapatılır. (Resim l3),

RESİM 13. Sıvı poşeti ve infüzyon seti

4. Adım: Kateter seçimi:
• Sıvı replasmanında geniş çaplı kaleter (14 veya 16 gauge) kullanılır.
• Damar yolu açık tutulmak istendiğinde küçük numaralı kateter (18 veya 20 gauge) kullanılır.
5. Adım: Uygulanacak bölge seçimi:

İlk başlangıçta  el sırtı veya ön kol bölgesindeki sefalik venler tercih edilmelidir. Kateterizasyon için düz,büyük iki  dallı, kolaylıkla ulaşılabilen ve sağlıklı bir cilt altı dokusuna sahip periferik venler seçilmelidir. Üst ekstremite venleri çok sayıda potansiyel venlere sahip olması ve hastaların daha rahat olmaları sebebiyle genellikle ilk tercih edilen yerlerdir.

İkinci denem yapılacak ise ikinci giriş yeri genellikle birinci giriş yerinin proksimalinde olmalıdır.
Eklem bölgelerinden  sakınmak gerekir. Acil duıumlarda genişliği nedeniyle antekübital fossadakl venler de tercih edilir.İdeal olan dominant olmayan elin kullanılmasıdır.

Eğer bacak venleri tercih  edilir ise başlangıçta ayak kemiğinin orta kısmına yakın olan bölge seçilmelidir.
6. Adım Turnikenin  Yerleştirilmesi:

Kateterizasyon yapılacak yerin 3-4 cmproksimaline hasta cildinin sıkıştırılmamasına dikkat edilerek arteriyal olşaımın devam edip venöz kan akımının engelleneceği şekilde yerleştirilmelidir. Turnike, damar yolunu tek kişi tarafından açılacağı göz önüne alınarak tek elle açılabilecek şekilde yerleştrilmelidir.

Venöz Dilatasyonun Sağlanması: Normal kan basıncı ve turnikenin ideal şekilde yerleştirilmesine rağmen verilerin bulunmasının zor olduğu hastalarda diğer teknikler kullanılabilir. Parmak ucuyla venlerin üzerine hafifçe vurularak vasküler duvarda mekanik refleks dilatasyon sağlanabilir. Ağrıya bağlı refleks vazokonstrüksiyondan  kaçınmak için vurma yeterince hafifolmalıdır. Hastaya yumruğunu sıkması da söylenebilir.
Adım: Uygulama alanının hazırlanması:

Giriş yeri alkol veya povidon iyodin ile cilt tomizlenir. Temizleme dairesel. merkezden dışarı doğru hareketlerle olmalıdır.

Dominant olmayan el ile veni stabilize etmek için deri gerilir. İntıavenöz kateler dominant el ilc ve 30 açı ilc vene paralel olarak cilde girilir. Subkutan boşluğa girdikten sonra iğne cilde paralel hale getirilerek venin arka duvarının perforasyonu engellenmiş olur. Vene girdikten sonra kateter arka bölgesinde görülür. Turnike çözülür. İğne dışındaki kateler ilerletilir ve iğne proksimal ven üzerine basınç uygulandıktan sonra çıkarılır. İnfuzyon seti hiçbir yere değdirilmeden kateterin uç kısmına yerleştirilir. Klemp Sıvnın ven içine gittiğinden emin olmak için sıvı kabı birkaç saniye ekstremite altında tutup sete kan görülebilir. Sıvının gittiğinden emin olduktan sonra kaleleri sabitlemek gerekir.

A- İğne ile damar içerisine girme.
B- Damara girdikten sonra iğnenin dışarı çıkartılması.
C- Kataterin damar  içinde ilerletilmesi.
D- İnfüzyon setinin takılması.
E- Sabitleme ve klempin açılması.
Damar  duvarında spazm nedeniyle kateler ilerlemeyebilir. Bu durumda iğne çıkartılır ve kanüle intravenöz sıvı takılır. İnfüzyon başladıktan sonra kateter yavaşça ilerletilir. Bu teknik sınırlı damarı olan yetişkinlerde değerlidirl.3·4.6
11. Adım: Dokümantasyon:

i V terapi ile ilgili dokümanları dikkatli tutmak önemlidir. Ambulansta ve hastanedekullanılan formlar

Hatasız ve okunaklı bir şekilde doldurulmalıdır.

• Hastanın protokol numarası

• Adı soyadı

• İlaç dozu ve volümü

• Herhangi bir seyreltici kullanıldı mı?
• Doz zamanlama skalası

• Tarih

• Uygulayanın imzası

• Infüzyona başlama zamanı
• Solüsyonun ismi

• Verilecek hız

• Kanülün takıldığı bölge.



25 Ekim 2013 Cuma

Güncel Sağlık Sitesi: Saglikrehberim.net

Merhaba Arkadaşlar.

Şimdi sizlere sağlık adına güncel yayın yapan sağlık rehberim adlı siteden bahsedeceğim.

Hastalıklar ve tedavileri hakkında tüm bilgileri bulabileceğiniz sağlık sitesinde, geniş kategori ve perspekitifiyle sizleri sağlık konularında bilinçlendirmeyi amaçlıyor.

Beslenme ve diyet, aile sağlığı, gebelik ve doğum, cilt bakıımı, cinsel sağlık, ilk yardım uygulamaları, kadın sağlığı gibi bir çok kategoride güncel sağlık bilgileriyle kullanıcıları bilgilendiyor.

Ayrıca hastalıkların nedenleri ve ayrıntılı tedavi seçenekleri, ilaçların endikasyonları ve komplikasyonları gibi bir çok konuda da yayın hayatına devam eden güncel sağlık sitesi.

saglikcini


Sağlık adına tüm bilgileri bulabileceğiniz sağlık sitesine ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

http://www.saglikrehberim.net/

Herkese siteyi tavsiye ediyor, sağlıklı mutlu günler diliyorum...

Dolaşım Sistemi İlaçları



Kardiyotonikler yüksek debili yetmezliklerde kullanılmazlar. İlerlemiş kronik akçiğer hastalıklarında kontraendikedir.

Gebelerde tüm ilaçlar kontraendikedir. Doktor kontrolü olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır. .

Beta blokörler konjestif kalp yetmezliğinde, miyokard enfarktusunda, bronşiyal astımda tehlikelidir.


Propranolol (Dideral) ve Metoprolol (Beloc): konjestif kalp yetmezliğinde, bronşiyal astma'da, kalb bloku olan hastalarda kullanılmaz.



Papaverin koroner ve serebral hastalıklarda korıtrendikedir. Heparin kanama durumlarında, bakteriyel endokarditlerde, beyin kanamalarında, aktif tüberkülozda, tümöral hastalıklarda, hipertansiyonda (çok yüksekse), trombositopeni hallerinde kullanılmamalıdır.

Oral antikoagülanlarm kontrendikasyonları: Heparinin kontrendikasyonlarını gösterir, gebelikte, peptik ülser, karaciğer ve böbrek hastalıklarında kullanılmamalıdır. En çok kullanılan oral antikuagulan ilaçlar dikumarol (Trorneksan) ve varfarin sodyumdur (Caumadin sodyum, Panwarfin). Antikuuagulan ilaç verilirken tedavinin başlangıcında protrombin zamanı her gün ölçülmeli, hastaya ilaç kesilirse ya da fazla alınırsa ne olacağı
ve diğer ilaçlara etkileşimleri anlatılmalıdır. 

17 Ekim 2013 Perşembe

Otonom Sinir Sistemi İlaç Türleri


OTONOM SİNİR SİSTEMİ İLAÇLARININ SINIFLANDIRILMASI

Otonom sinir sistemi, istek dışı çalışan organların fonksiyonlarını düzenleyen sinir sistemidir. Otonom sinir sisteminin santral ve bölümleri vardır. Otonom sinir sistemi anatomi ve fizyoloji bakımından sempatik sinir sistemi ve parasempatik sinir sistemi adı verilen iki bölümden oluşur.
Sempatik ve parasempatik sinir sistemi istek dışı çalışır. Parasempatik sinir sistemi daha çok normal fizyolojik koşullarda vücut fonksiyonların düzenlenmesinden sorumludur.    .

Sempatik sinir sistemi ise çeşitli çevre streslerine karşı organizmanı tepkilerini idare eder.

Otonom sinir sistemi ilaçları, parasempatomimetik (Kolinerjik) ilaçlar, antikolinesteraz ilaçlar, parasempatolitik ilaçlar (Antimuskarinik ilaçlar), sempatomimetik (Adrenerjik ilaçlar), sempatolitik ilaçlar, nikotin ve gangliyonları stimule eden diğer ilaçlar olarak sınıflandırılmışlardır.

1) Parasempatomimetik (Muskarinik) İlaçlar
Parasempatomimetik ilaçlar kimyasal yapılarına göre ikiye ayrılırlar.

Bunlar:

AsetiIkolin ve diğer kolin esterleri, parasempatomimetik alkoloidler ve sentetik benzerleridir. Betanekol, karbakol, metakolin kolin esterlerine örnektir. Parasempatomimetik etki gösteren alkaloidlere örnek ilaçlar aseklidin ve pilokarpindir.

2. Antikolinesteraz (Anticlıolines Terases) ilaçlar
Antikolinesteraz ilaçlar tedavide ve haşerelerle mücadelede insektisit olarak kullanılır. Antikolinesteraz ilaçlar geçici ve kalıcı etkiye sahip olmak üzere iki grupta incelenir. Bunlardan fizostigmin, neostigmin, edrofonyurq klorid, mestinon, ambenonyum geçici etkiye; diizopropil fluorofosfat, tetraetilpirofosfat, ekotiyofat, iyodid ve paraokson kalıcı etkiye sahip antikolinesteraz ilaçlardır.            .



3. Parasempatolitik İlaçlar (Antimuskarinik İlaçlar)
Antikolinerjik (parasempatolitik) ilaçlar parasempatik ve sempatik sinir sistemini etkilerler. Organ ve dokuların reseptörlerindeki sinir uçlarından salınan asetilkolinin etkisine, kolinerjik blokaj yaparak karşı Güvenilir etkisi ile bu amaçla kullanılan en iyi ilaç atropin ve skopolamindir.

4. Sempatomimetik (Adrenerjik) İlaçlar
Adrenalin, sempatol, efedrin, efetonin ve efedralin vb. ilaçlar periferik vazokontrüksiyon yapan ilaçlardır.

 5. Sempatolitik (Sympatlıolytics) İlaçlar

6. Nikotin ve Gangliyonları Stimüle Eden Diğer İlaçlar

Otonom Sinir Sistemi İlaçları Kullanımı


Pilokarpin ve aseklidin glokom tedavisinde miyotik etki için kullanılır.

FİZOSTİGMİNİN KULLANILDIĞI DURUMLAR
 Fizostigmin; oftalmolojide miyozis etkisinden yararlanılır. Atropinin neden olduğu midriyazislerin antagonize edilmesi amacıyla kullanılır. Antikolinerjiklerin antagonisti olarak kullanılır. Antikürar etkisi nedeniyle kürar antagonisti olarak kullanılır.



NEOSTİGMİNİN KULLANILDIĞI DURUMLAR
Neostigmin:  Neostigmin miyasteni tedavisinde kullanılır. Bağırsak ve mesanenin ameliyat sonrası atonilerinin tedavisinde ve paroksimal artriyal taşikardinin giderilmesinde kullanılır. Edrofonyum Klorid miyasteni teşhisinde kullanılır. Edrofonyum kürar ve diğer kürarizan ilaçların antidotu olarak da kullanılır. Pridostigmin bromid myostenia gravis tedavisinde kullanılır.

ATROPİNİN KULLANILDIĞI DURUMLAR
Atropin: Atropin premedikasyonda sekresyonu azaltmak amacıyla, antikolinesteraz ilaçlarla zehirlenmeler sonucunda ortaya çıkan merkezi solunum depresyonunda özel antidot olarak, nezle ve üşütmelerde salgıları azaltmak  için ve soğuğa karşı direnci artırmak için kullanılır. Ayrıca göz hastalıklarının teşhis ve tedavisinde, mide ve duedonum ülserlerinde artan bağırsak hareketlerini azaltmak amacıyla, ü1seröz ve müköz kolitlerde morfinle birlikte, düşük kalp debisi ile birlikte bradikardi varsa akut tedavide kullanılır. Akut miyokard enfarktüsünde kan basıncı da düşük ise atropin kalp ritmini ve kan basıncını artırma amacıyla kullanılır. Sistitle beraber idrar yapma sıklığı varsa bunu azaltmak için ve parkinson tedavisinde kullanılır.

Nikotin ve Gangliyonları Stimule Eden İlaçlar


Nikotin Çiğneme Tabletleri
Nikotin tütün bitkisinin yapraklarından elde edilen bir alkaloiddir. İlk kez Amerika'da yetişen bu bitki 16. y. yıldan itibaren Avrupa'ya oradan da tüm dünyaya dağılmıştır. 



Nikotin tıpta sigarayı bırakmak isteyenlere yardım amacıyla kullanılmaktadır. Nikotin ihtiyacını karşılayan çiğneme tabletleridir. Farrnakolojik açıdan önem kazanmıştır.

Otonom Sinir Sistemi İlaçlarının Doz ve Veriliş Yolları


Hidralazin acil hipertansif durumlarda 10 – 60 mg i.m. verilir. Günde 3 defa 0,5 mg oral yolla verilir.

Diazoksid Dozu ve Veriliş Yolları
 Diazoksid acil hipertansiyonda yolu ile 300 – 600 mg uygulanır. Anti etki 30 saniye ile 5 dakika içerisinde ortaya çıkar, 3  - 8 saat devam eder. Sodyum Nitroprussid %5 dekstrozla landınlarak ( 50 – 100 mg/litre) i. v. infüzyonla damla damla verilir ve hemen etki eder.

Papaverin Dozu
Papaverin günde 3 –  5 kez 100  - 300 mg dozunda oral ku1lanılır.
Izoksuprin oral yolla günde 2  -  4 kez 5 – 10 mg dozunda kullanılır.



Ergometrin Dozu Veriliş Yolları
Ergometrin kas içine ya da intravenöz yolla 0,25 mg dozunda uygulanır. Oral kullanımda doz 0,5 mg'dır. Kısa sürede etkisi ortaya çıkar. Bu özellikle bebek doğduktan sonra uygulanır. Doğumdan önce kull takdirde uterus rüptürüne yol açar. Solunum güçlüğüne bağlı bebeğin hayatı tehlikeye girer. Ağız yoluyla 0,5 mg dozunda kullanılır, 5 dakika içinde görülür.

Metilergonovin Dozu Veriliş Yolları
Metilergonovin plasenta ayrıldıktan sonra kas içine 0,2 mg dozunda uygulanır.

Ergotamin Dozu Veriliş Yolları
Ergotamin günlük doz 0,25 – 0,5 mg 'dir. Rektal kullanımlar için 2 mg’lik supozituvarları vardır. Ergotamin s.k., i.m. gerekirse i.v. yollaAğızdan 1 -  2 mg, dilaltından 2 mg verilebilir.

Periferik Vazokonstrüktör İlaçların Etkileri


Periferik vazokonstrüktör ilaçlar vazomotor sinir uçlarını uyararak damarları daraltırlar.

Epinefrinin Etkileri
Epinefrin hidroklorid lokal anesteziklerin damar genişletici etkilerini azaltmak amacıyla anestezik solüsyonlara eklenen bir periferik vazokonstrüktör ilaçtır.



Klonidinin Etkileri
Klonidin arteriyel kan basıncı, kalp ritmi, dakika hacmi ve periferik damar direncinin azalması gibi kardiyovasküler etkilere sahiptir. Metildopa kalp ve damlar sistemine olan etkileri klonidin'le aynıdır. Sadece hipertansiyonda kullanılır.

Rezerpinin Etkileri
 Rezerpin hipertansiyon tedavisinde kardiyovasküler etkisi nedeniyle kullanılır. Antipsikotik etkisi de vardır.

Prazosinin Etkileri
Prazosin arteriyal ve' venöz kasların her ikisini birden etkileyerek vazodilatasyon oluşturur. Damarlardaki kasılmaları sağlayan alfa adrenerjik reseptörleri bloke ederek etkili olur.

Minosidilin Etkileri
Minoksidil direk etkili bir periferik vazodilatatördür. Bütün damar düz kaslarını etkileyerek sistolik ve diyastolik kan basıncını azaltır.

16 Ekim 2013 Çarşamba

Periferik Vazodilatatörler


Periferik vazodilatatörler periferik damarları genişletir, lokal dolaşım yetmezliği tedavisinde kullanılırlar. Damarlarda organik lezyona bağlı da­ralma, tıkanma ya da sempatik tonüsün artmasına bağlı spazm nedeniyle il­gili kısma giden kan azalır. Buna bağlı olarak ekstremitelerde ağrı ve mo­rarma görülür. Arterosklerozda damarın ilaçla genişletilmesi mümkün değildir, hatta sistemik kan basıncının düşmesiyle beraber iskemik bölgeye kan akımını daha da azaltırlar.

Papaverinin kullanıldığı durumlar

İzoksuprinin nikotik asit ve türevlerinin kullanıldığı durumlar
 Papaverin, izoksuprin nikotinik asit ve türevIeri damarlardaki organik lezyona bağlı daralma ve tıkanmalarda kul­lanılır. Adrenerjik nöron blokörleri vazospastik hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Alfa adrenerjik reseptör blokörleri serebrovasküler hastalık­larda çok kullanılır.

Ergometrinin kullanıldığı durumlar
Ergotaminin kullanıldığı durumlar
Metilergonovinin kullanıldığı durumlar


Ergometrin direk etki ile uterusun kasılmasına neden olur. Doğum so­nuna doğru kullanılır. Doğumdan hemen sonra plasenta atımı sırasında ola­bilecek doğum sonrası kanarnaları önlemek için kullanılır. Metilergonovin postpartum hemorajileri (doğum sonu kanarnaları) önlemek amacıyla pla­senta ayrıldıktan sonra kullanılır. Ergotamin migren krizi tedavisinde çok sık kullanılır. Serebral dolaşım bozukluğuna bağlı semptomların tedavisinde kullanılır.

Nikotin tıpta sigarayı bırakmak isteyenlere yardım amacıyla kullanıl­maktadır. Gangliyon stimule eden diğer maddeler, beyin, göz ve plastik cer­rahide kanamayı azaltmak amacıyla kullanılır. 

Sempatolitik İlaçlar


a. Adrenerjik ve Beta Adrenerjik Nöron Blokörleri
* Merkez (Santral) etkili sempatetik inhibitör ilaçlar: Klonidin ve metildopadır.
* Periferik etkili sempatetik inhibitörIer: rezerpin, guanetidin propranolol ve metildopa'dır. Rezerpin ve guanetidin adrenerjik nöron blokörleridir. Propranolol ve metaprolol beta adrenerjik reseptör blokörleridir.

b. Alfa Adrenerjik Reseptör Blokörleri

(1) Arteriyel vazodilatatörler: Hidralazin, prazosin, minoksidiI, diazoksid ve sodyum nitroprusit olarak sıralanır.

(2) Periferik vazodilatatörler: Damarlardaki organik lezyona bağlı daralma ve tıkanmalarda direk etkili vazodilatörler ve beta adrenerjik reseptörler etkilidir. Vazospastik hastalıkların tedavisinde adrenerjik nöron blokörleri ve alfa adrenerjik reseptör blokörleri etkilidir. Direk etkili olanlar: Papaverin, nikotinik asit ve türevIeridir. Beta adrenerjik reseptörleri aktive edenler: Nilidrin (Nylidrin) ve izoksuprin (lsoxsuprine)dir.

Adrenerjik nöron blokörlerinden vazospastik hastalıklarında en etkili ilaçları rezerpin, guanetidin ve metiIdopadır. (Bak. antihipertantif i ilaçlar). Alfa adrenerjik reseptör blokörlerinden tolazolin ve fenoksi benzamin bu gruba örnek ilaçlardır.

(3) Ergot alkaloidleri: Tarlada uzun süre beklemiş tahılların üzerinde üreyen klaviseps purpurea (cIaviceps purpurea) denen bitkilsel parazitlerden elde edilir. (Şekil:4) Çavdar mahmuzu alkaloidleri olarak da isimlendirilir. En önemli ergot alkaloidi ergometrin ve ergotamindir. Ergometrin içeren preparatlar meterjin, metiIer ve uterjin'dir. Ergotamin içeren preperat jinerjen  ergotamin içeren kombine preparatlar ise avamigren, cafergot, ergofen ve ergosanol draje olup migren tedavisinde kullanılırlar.

Otonom Sinir Sistemi İlaçları Dozları - Atropin Dozu


Pilokarpinin %4'lük, eseklidinin %0,5 - 2'lik solüsyonları günde 3 kez 2 – 3 damla göze damlatılır.
Neostigminin doz ve veriliş yolu
Fizostigminin doz ve veriliş yolu
Neostigmin ağızdan I5 mg, cilt altına 0,5 -1 mg dozunda verilebilir. Fizostigmin antikolenerjik antagonisti olarak i.m. veya infüzyonla 2mg dozunda verilir. Edrofonyum klorid taşikardilerin tedavisinde 5 mg iv verilir.

ATROPİNİN DOZLARI VE VERİLİŞ YOLLARI

Atropin ağız yolu ile, cilt altı, adale içine ya da damar içine uygulanır.



Zehirlenmelerde yetişkin dozu ilk olarak 2 – 4 mg İ.v. veya i.m.dir. 3 – 10 dakikada bir 2 mg dozunda tekrar edilir. ilk gün 50 mg atropin verilebilir. Zehirlenme belirtileri geçince 3 – 4 kez 1 – 2 mg'la devam edilir. Bradi aritmilerin tedavisinde 0,5 – 1 mg i. v. verilir. 

Atropin premedikasyon dozları: Yetişkin dozu i.m. 0,6 mg'dır. Çocuk dozları: Yeni doğan bebeklere 0,l mg, 4–12 aylık çocuklara 0,2 mg, 1–3 yaş çocuklara 0,3 mg, 3–14 yaş çocuklara O,4 mg verilir.

Klonidin Dozu
Metildopa veriliş dozu
Klonidin günde 3 defa 75 mikrogram dozunda başlanır, günde 1,5 mg'a kadar çıkarılır. Metildopa günde 3 kez 250- 1000 mg dozunda ağızdan alınır. Rezerpin Günde 0,25 mg dozunda ve ağızdan verilir. Etkisi ilacın kullanımından 3 - 5gün içinde ortaya çıkar. Acil durumlarda 2,5 – l0 mg intramusküler uygulanır. Guanetidin vazospastik hastalıkların tedavisinde ağızdan günde 2 – 3 kez 10 – 30 mg dozunda kullanılır. Propranolol ve metoprololun günlük dozları 120 – 640 mg'dır. Günde 3 kez verilir. Metoprolol günde 2 kez 100 – 450 mg dozunda verilir.

Otonom Sinir Sistemi İlaçların Farmakolojisi

Parasempatomimetik (muskarinik) İlaçların Etkileri

Parasempatomimetik (muskarinik) ilaçlar parasempatik sinir sisteminin uyarılması sonucu meydana gelen etkinin benzerini yaparlar. Yani sempatik sistemi stimule etmeden, blokaj yolu ile etki ederler. Parasempatomimetik ilaçlar damar düz kaslarını gevşetir, diğer yapıların düz
larını kasarlar.



Fizostigminin Etkisi
Fizostigmin fizostigma venonosum bitkisinin tohumlarından elde kalıcı etkiye sahip bir alkaloidtir. Vücutta çok iyi dağılır. Fizostigmin beyin bariyerini' geçer ve merkezi sinir sistemine etki eder. Sindirim teminde ve hatta konjonktivadan bile çok kolay emilir ve organizmaya sistemik etki yapar.

Neostigminin Etkileri
Neostigmin geçici etkiye sahip bir antikolinesteraz ilaçtır. Antikürar etkiye sahiptir. Ağız yolu ile düzenli emilmez. Miyasteni tedavisinde kullanılır. İntramusküler enjeksiyondan 8 – 10 dakika sonra etkisi görülür ve 3 – 4 saat kadar devam eder.
Edrofonyum Klorid farmakolojik özellikleri neostigmine benzer. Neostigminden farklı olarak etkisi daha hızlı başlar ve etki süresi daha kısadır.
Bu özelliği ilaç birikmesini ve toksisiteyi önemli ölçüde azaltır.

Pridostigmin Bromidin Etkileri
Pridostigmin Bromid neostigmine benzer özelliktedir. Antikolinesteraz etkisi ve yan etkileri neostigminden daha zayıftır. Myostenia gravis tedavisinde etkilidir. 

Adrenerjik İlaçlar ve Kullanımı


Sempatomimetik (adrenerjik) ilaçlar Şok ve hipotansiyon tedavisinde kan basıncını artırmak için, diş hekimliği ve genel tıbbi uygulamalarda kullanılır. 

Metildopa hangi durumlarda kullanılır
Klonidin hangi durumlarda kullanılır


Metildopa ve Klonidin  hipertansiyonda kullanılır. Rezerpin hipertansiyon tedavisinde kardiyovaskü1er etkisi nedeniyle kullanılır. Antipsikotik etkisi de vardır. Yan etkileri fazla olduğu için antihipertansif olarak ara sıra kullanılır ve antipsikolitik olarak da diğer antipsikolitik ilaçlara dayanamayan hastalarda tercih edilir. 



Guanetidin hangi durumlarda kullanılır
Guanetidin vazospastik hastalıkların tedavisinde kullanılır. 


Propranolol hangi durumlarda kullanılır

Propranolol ve Metoprolol Beta-adrenerjik blok yapıcı maddelerdir. Antihipertansif ilaç olarak kullanılırlar.


Hidralazin hangi durumlarda kullanılır?

Hidralazin damar düz kaslarını etkileyerek periferik damar direncinde kan basıncında azalma ile kendisini gösterir. Primer hipertansiyon tedavisinde diğer ilaçlarla birlikte kullanılmalıdır. Prazosin hafif ve orta dereceli hipertansiyonda kullanılır. Minoksidil direk etkili bir periferik vazodilatatördür. Bütün damar düz kaslarını etkileyerek sistolik ve diyastolik kan basıncını azaltır. Önemli yan etkileri vardır. Bu nedenle diüretik ve antihipertansif ilaçla kontrol altına alınamayan çok ciddi hipertansiyon durumlarında kullanılır. Diazoksid ve sodyum nitroprussid acil hipertansiyonda kullanılır.

Atropin Nedir ? Atropinin Kullanıldığı Durumlar ve Dozları


Atropinin Kullanıldığı Durumlar (Atropinin Endikasyonları)

Atropin Atropa Beladona bitkisinden elde edilen bir alkaloidtir. Atropin, tropin ve tropik asidin esterleşmesi sonucu oluşur. Kana karışan atropin bütün vücuda yayılır. Karaciğerde metabolize edilerek üriner sistemle atılır.

Atropinin Etkileri

Atropinin kardiyovasküler sisteme etkileri Kalbin atış sayısını etkiler. 0,5 -1 mg dozunda verilirse kısa sürede bradikardi oluşur. Bunun nedeni vagal, merkezin atropin tarafından uyarılmasıdır. Daha sonra taşikardi meydana gelir. Çünkü atropin kalp üzerindeki tonik vagal uyarıları ve vagusun sinus düğümü üzerindeki etkisini bloke eder. Ufak kan damarlarında vazodilatasyon yapar, yüz kızarır. Kan basıncında değişiklik yapmaz ancak asetil kolinin hipertansif etkisini antagonize eder. Atropinin merkezi sinir sistemine etkisi: Sinir sistemini stimüle ederek huzursuzluk, oryantasyon bozukluğu, hallusinasyonlara neden olur. Yüksek dozlarında depresyon meydana gelir. Spinal felç ve koma ile sonlanır.


Atropinin solunum sistemine etkisi: Solunumu derinleştirerek solunum yolu sekresyonunu azaltır. Bu özellikleri nedeniyle genel anestezilerin yol açtığı hipersekresyonu önlemek amacıyla verilir. Atropin sindirim sisteminde bulunan düz kasların tonüsünü azaltır. Patolojik durumlarda artan sindirim sistemi tonüsü atropinle ortadan kaldırılır. Mide sekresyonunu azaltır. Atropin göz bebeklerini büyütür (midriasiz). Gözdeki şilem kanalını daraltarak glokom oluşturur.




Sempatomimetik (Adrenerjik) İlaçlar
Adrenalin, sempatol, efedrin, efetonin ve efedralin vb. ilaçlar periferik vazokontrüksiyon yapan ilaçlardır.
Atropin: Atropin premedikasyonda sekresyonu azaltmak amacıyla, antikolinesteraz ilaçlarla zehirlenmeler sonucunda ortaya çıkan merkezi solunum depresyonunda özel antidot olarak, nezle ve üşütmelerde salgıları azaltmak  için ve soğuğa karşı direnci artırmak için kullanılır. Ayrıca göz hastalıklarının teşhis ve tedavisinde, mide ve duedonum ülserlerinde artan bağırsak hareketlerini azaltmak amacıyla, ü1seröz ve müköz kolitlerde morfinle birlikte, düşük kalp debisi ile birlikte bradikardi varsa akut tedavide kullanılır. Akut miyokard enfarktüsünde kan basıncı da düşük ise atropin kalp ritmini ve kan basıncını artırma amacıyla kullanılır. Sistitle beraber idrar yapma sıklığı varsa bunu azaltmak için ve parkinson tedavisinde kullanılır.


ATROPİNİN DOZLARI VE VERİLİŞ YOLLARI
Atropin ağız yolu ile, cilt altı, adale içine ya da damar içine uygulanır.

Zehirlenmelerde yetişkin dozu ilk olarak 2 – 4 mg İ.v. veya i.m.dir. 3 – 10 dakikada bir 2 mg dozunda tekrar edilir. ilk gün 50 mg atropin verilebilir. Zehirlenme belirtileri geçince 3 – 4 kez 1 – 2 mg'la devam edilir. Bradiaritmilerin tedavisinde 0,5 – 1 mg i. v. verilir. Atropin premedikasyon dozları: Yetişkin dozu i.m. 0,6 mg'dır. Çocuk dozları: Yeni doğan bebeklere 0,l mg, 4–12 aylık çocuklara 0,2 mg, 1–3 yaş çocuklara 0,3 mg, 3–14 yaş çocuklara O,4 mg verilir.


Atropinin Yan Etkileri
Yüksek dozda atropin uygulanacak olursa; ağızda kuruluk, ileri derecede midriazis, atropin kullanılan hastaların derisi kuru ve sıcak olur.

Atropin Zehirlenmeleri
Santral sinir sisteminde aşırı eksitasyon, halüsinasyon, solunum bozukluğu, h,potansiyon ve solunum yetersizliğine bağlı olarak ölüm gerçekleşir.

14 Ekim 2013 Pazartesi

Parenteral İlaç Uygulama Yolları


Parenteral ilaç uygulaması; gastrointestinal sistem dışındaki bütün yollarla ilaç uygulamak demektir ve genellikle enjeksiyon uygulamalarını içermektedir.

Paranteral ilaç uygulamaları;
1 ~ Subkutan ilaç uygulaması (SC)
 2~ Intradermal ilaç uygulaması (ID)
3~ Intramüsküler ilaç uygulaması (IM)
4 Intravenöz ilaç uygulamalarını (IV) içerir.

Enjeksiyonda Kullanılan Ekipmanlar

ENJEKTÖRLER ve İĞNELER

Seçilen enjektörler ve iğneler yapılacak yola, sıvı özelliğine Ve ilacın volumüne bağlıdır. Günümüzde kullanılan erıjektörleı tek kullanımlık ve plastiktir. Boyları 1 ml olan tuberkülin ve insülin enjektörleri ile 60 ml olan irrigasyon enjektörleri arasında değisir (Resim 1)

Tuberkulin enjektörleri 1 ml olup 100 eşit parçaya bölünmüştür. İnsulin enjektöru 1 ml olup 100, 80, 40 ünitelere bölünmüş olabilir. Tuberkilin ve insülin enjektörleri diğer enjeksiyon uygulamalarında kullanılmaz"

ENJEKTÖRLER





İğnelerin Özellikleri Nelerdir ?

Her iğnenin üç özelliği vardır:

* Uç bölgenin kesiminin eğimi (ucu n uzunluğu)
* İğnenin uzunluğu
* İğnenin çapı (numarası)
* Enjeksiyon uygulanacak bölgeye göre iğne seçimi yapılır:
* IM uygulamalarda 20 -23 numaralı iğneler
* SC uygulamalarda 25 numaralı iğneler
* ID uygulamalarda 26 numaralı iğneler
* IV uygulamalarda. 14 -16 numaralı iğneler kullanılır"

 Parenteral İlaç Kaplan

Enjeksiyon uygulamasında kullanılan ilaçlar için genellikle ampuller, flakonlar veya tek kullanımlık (ilacı içinde hazır bulunan) enjektörler kullanılır. Flakonlarda ilaç ya toz ya da sıvı halinde bulunur. Toz halinde bulunan ilaçlar enjeksiyonluk suyla sulandırarak hazırlanır. Ampullerde ilaç sıvı halde bulunur. Ağzı açılan ampuller bekletilmeden kullanılmalıdır.

9 Ekim 2013 Çarşamba

Kas Gevşetici İlaçlar


ADELE GEVŞETİCİ İLAÇLAR  (KAS  GEVŞETİCİLER)

KAS GEVŞETİCİLERİN FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Adele gevşetici ilaçlar motor sinir uçlarından iskelet kaslarına iletiyi bloke eden ilaçlardır. Nöromuskü1er blok yapıcı maddeler kürardan (Güney Amerika'da Amazon bölgesinde ok zehiri olarak kullanılan çizgili kaslan felç eden bitkisel zehir) elde edilmiştir.



Kürarın Avrupaya girişi 16. yüzyılda olmuştur. Etki yerinin nöromüsküler kavşak olduğu sinir üzerinde ya da kasın kontraktif mekanizmasında bir etkisi bulunmadığı ortaya konulmuştur. Sinir çizgili kas deneysel preperatlannda kürizan ilhaçlannı, kasın direkt stimülosyonuna bağlı olarak meydana gelen kasılmayı önlerler. Kısmen saflaştırılmış ve etkisi standardize edilmiş kürar yakın zamanlara kadar klinikte kullanılmıştır.

Kas gevşetici ilaçlar çizgili kaslarda güçsüzlük veya gerçek bir felç oluşturur. Çeşitli kasların bu ilaca karşı duyarlılığı farklıdır. Bundan dol kasların felci belirli bir sırayı izler. En duyarlı olan kaslar göz, orta ku yüz, çene, dil ve farenks kaslan ile parmaklardaki ufak kaslardır. İlaç küçük dozlarda verilmişse felç hali sadece bu kaslarla kısıtlı kalır. Doz artrıldığında diğer kaslar, interkostal kaslar ve en sonunda diyafragma felç olur. Bu nedenle adele gevşetici ilaçlar uygulanırken suni solunum yapılması için gereken alet ve personelin hazır olması gerekir.
Çizgili kasların felçten kurtulmaları yukarıda açıklanan tersi olan bir sıraya göre olur. Felçten önce solunum kasları çıkar.


Kas Gevşeticilerin Sınıflandırılması


ADELE GEVŞETİCİLERİN SINIFLANDIRILMASI

Adele gevşetici ilaçlar toplamda üç grupta sınıflandırılmışlardır

Adele gevşetici ilaçlar: Periferik etkili iskelet kas gevşeticileri, direk iskelet kas gevşeticileri ve merkez etkili adele gevşetici1eri olarak adlandırılmışlardır. Periferik etkili kas gevşeticileri tubokurarin klorid, dimetil tubokurarin iyodid, gallamin trietiliyodid, pankuronyum bromür, süksinilkoIin klorid ve dekarnetonyum bromürdür.



Direk etkili adele gevşeticiler dantrolen sodyum, merkez etkili adele gevşeticiler baklofen ve siklobenzaprindir.

Botulinum toksini; clostridium botulinum tarafından yapılıp salgılanan çok güçlü bir toksindir.

Kas Gevşeticilerin Kullanımı


ADELE GEVŞETİCİLERİN KULLANIMI

Kas Gevşetici İlaçlar Hangi Durumlarda Kullanılır?

 Periferik etkili adele gevşeticiler anestezide, elektroşok tedavisinde, konvulsiyon yapıcı hastalıkların tedavisinde, respiratorla düzenlenmiş solunum için, Miyastenia Gravisde kullanılır. Direk etkili adele gevşeticiler (Dantrolen) yaralanma, darbe, beyin felci ve multibl skleroz gibi hastalıkların spastik belirtilerini ortadan kaldırmak için kullanılır.



Merkez etkili adele gevşeticiler burkulma, artrit, bursit ve diğer iskelet kas hastalıklarında yaygın olarak kullanılır.

Botulinum toksini yüz ve göz kasları gibi ufak kaslar içine enjekte edilerek bu kaslarla ilgili bazı hastalıkların tedavisinde kullanılır.

Konsantrasyon Nedir ? Tolerans Nedir ? Drog ve Endikasyon Neye Denir ?



Konsantrasyon Nedir?

  Konsantrasyon, ilacın bir noktada yoğunlaşması, birikmesi demektir.
Örneğin, ilacın kan konsantrasyonu; kanda bulunan ilacın miktarıdır.

Toksik Etki Nedir?

Toksik etki, bir ilacın aşırı dozları ile ortaya çıkan zehirleyici etkidir.

Kontrendikasyon Nedir?
Kontrendikasyon (Kullanım dozları içerisinde), bir ilacın faydalı olma­dığı hatta zararlı olduğu durumlara denir.



Endikasyon Nedir?
   Endikasyon, bir ilacın faydalı ve gerekli olduğu durumdur.
   
Rezistans Nedir?
 Rezistans (mukavemet), mikro-organizmaların özelliklerine bağlı olarak gelişir. Ilaçların etkisiz kalmasıdır.

Drog Nedir?

Drog, bitkilerden ve hayvanlardan elde edilen ilaçlar için, standart miktardır. Aktif madde içeren bir karışımdır.

Tolerans Nedir?
        Tolerans Bir ilacın daha önce kullanılmış olan dozuna karşı, ilacın daha son­raki kullanımında, beklenen etkinin olmaması ve etkinin azalmasına tolerans denir. Bu durumda ilacın etki gösterebilmesi için dozun artırılması gerekir. Bazı ilaçlarda tolerans geliştiği zaman ilk etki artık elde edilemez ve dozun artırılmasının da bir anlamı kalmaz. Tek bir dozda ya da ilacın kullanıldığı kısa bir süre içeriğinde tolerans gelişmişse buna akut tolerans ya da Taşıflaksı, süratle ortaya çıkan akut tolerans dernektir. Örneğin efedrin damarların düz kaslarına böyle bir etki yapar. Bir ilaç uzun bir süre kullanıldıktan sonra tolerans ortaya çıkmışsa buna kronik denir. Çapraz tolerans, bir ilaç tolerans oluşturduğunda buna benzer yasal yapıdaki başka bir ilaçla da tolerans oluşturursa aralarında çapraz tolerans vardır. Bazen ilaç sabit dozlarda uzun süre kullanılırsa daha sonra artırılsa bile, pek fazla bir değişiklik görülmez. Bazen de ilacın ilk cevabı yerine başka bir cevap alınır. Örneğin, morfin kullanıldığında ilk cevap olan öfori (aşırı zindelik) yerine letarjik (uyku hali) bir durum ortaya çıkar.